29 Eylül 2020 Salı

Sicilya Cassata Pastası...

Lezzetli bir pasta tarifi...



Lezzetli bir pasta tarifi...
Malzemeler:
3 adet hazır yuvarlak pandispanya keki (pasta tabanı) 
 
Ricotta kreması için:
160 gr. karışık meyve şekeri (portakal kabuğu, kiraz, incir)
2 x 250 gr. ricotta peyniri
100 gr. toz şeker
50 gr. tek parça bitter çikolata
1 çay kaşığı toz vanilya
2 adet yumurta
150 gr. çırpılmış krem şanti
1 adet rendelenmiş limon kabuğu
Meyve şekerleri
280 gr. elenmiş pudraşekeri
1 çorba kaşığı limon suyu
Yeşil gıda boyası
2 çorba kaşığı kayısı reçeli
1 çorba kaşığı Cointreau (veya portakal likörü)
Portakal kabuğu şekerlemesi
Farklı renkte konfitler
Süt  
 
Yapılışı:
Ricotta kreması için meyve şekerlerini ve donmuş bitter çikolatayı ince doğrayın. Ricotta peynirini tozşeker, krem şanti, vanilya, çırpılmış yumurta, rendelenmiş limon kabuğu ile karıştırın. Meyve şekerlerini ve çikolatayı yavaşça karışıma ilave edip buzdolabında bekletin. Pastayı hazırlamadan hemen önce glazürü hazırlayın. Pudraşekerini limon suyu ve 1 çorba kaşığı süt ile karıştırıp hafif yeşil bir renk vermek için yeşil gıda boyası ile iyice çırpın. Çok sıvı olmayan, sürülebilir bir karışım elde edin. Kayısı reçelini 1 çorba kaşığı likör ve 1 çorba kaşığı su ile ısıtın. Pandispanyanın birinci katını servis tabağına alıp iç yüzünü reçel karışımıyla ıslatın. Üzerine ricotta kremasını yayın. İkinci pandispanyaya tekrar kayısı reçeli karışımını sürün. Ters çevirip reçelsiz kısma ricotta kremasını yayın. Üçüncü pasta tabanının üzerine de kayısı reçeli karışımını sürüp pastanın en üstüne yeşil glazürü yayıp düzleştirin. En az 1 saat buzdolabında bekletip meyve şekerlemeleriyle süsleyin. Kenarlarını isteğe göre renkli konfitlerle süsleyip servis yapın.



78a28663b1c94b34979852aa0d572d0d

Çocuğunuz size vuruyorsa ne yapabilirsiniz?

Çocuğunuz size vuruyorsa, işte yapmanız gerekenler.

1- Evinizde şiddete yer olmadığını idrak etmesini sağlayın.

Zaten vurmak gibi bir alışkanlığı olan çocuğa "biz kimseye vurmuyoruz!" demenin hiçbir mantıklı yanı yok. Aslına bakarsınız bu yöntem sizi daha etkisiz ve otoritesiz bir duruma sokar. Çünkü "biz kimseye vurmuyoruz!" doğru olsaydı eğer, çocuğunuz size vuruyor olmazdı. Fiziksel bakımdan saldırgan çocuklarla ilgilenirken, zayıflık göstererek çocuğa vurmaması için yalvarmak yerine, öfkeli hissetmenin normal, ancak vurmanın yasak olduğunu kesin bir dille anlatmak gerekiyor. Çocuğunuz sakinleştikten sonra onunla taşkınlığı hakkında kararlı ve net bir şekilde konuşun: "Biliyorum sinirleniyorsun, çok fazla öfken var. Bu kocaman duygularla kimseyi incitmeden başa çıkabilmen için sana yardım edeceğim. Seni çok kızdıran şeylerle ben ilgileneceğim; ancak anneye vurmak yasak."


2- Çocuğunuzun iyi dinlenmiş ve beslenmiş olduğundan emin olun.

Çocuğunuz yorgun mu? Aç mı? Çocuğunuzun ani tepkileri ve saldırıları, midesinin boş olduğu zamanlara denk geliyor olabilir. Bu problemli davranışların takibinde olun. Çoğunlukla akşam yemeklerinden önce mi oluyor? Üstesinden gelmesi için küçük bir atıştırmalık verin. Yatma saatinden hemen önce mi? Yorgun düşmemesi için biraz daha erken yatmasını sağlayın.


3- Çocuğunuzu dikkatinizden ve ilginizden mahrum bırakmayın.

Çocuğunuza, dikkatinizi ve ilginizi, hızlı bir kucaklama ya da küçük bir gülümseme gibi basit ve kolay hareketlerle, gün boyunca küçük dozlar halinde vermeyi unutmayın. Çocuğunuzla tüm etkileşiminiz görevlerin tamamlanması hakkında olduğu zaman – "ellerini yıkadın mı?", "ödevlerini yaptın mı?" gibi – çocuklarınızı onları ne kadar çok sevdiğinizi anlayabilecekleri küçük, sevimli alışverişlerden yoksun bırakmış olursunuz. Kendilerini size yakın ve bağlı hisseden çocuklar genelde sizi memnun etmek için ellerinden geleni yaparlar.


4- Çocuğunuzun hareketleri taşkınlık haline geldiği an, kelimelerinizi sınırlayın.

Çocuğunuz sinirlenmeye başladığı an, kullanabileceğiniz sihirli sözcükler yok maalesef. Kontrolünü kaybettiğinde, duygu fırtınası dinmeden sakinleşebilmesi neredeyse imkânsız. Bu durumda yapabileceğiniz en makul şey, çocuğunuzu kontrol altına almaya çalışmak ve ikinizin de güvenliğini sağlamak.


5- Çocuğunuzun saldırganlığını besleyen duygularına hitap edin.

Öfkeli bir çocuk, genellikle canı yanan bir çocuktur. Yaralı insan, yaralar. Çocuğunuzun taşkınlıklarını neyin tetiklediğini keşfedebileceğiniz sessiz bir ortam yaratın, vakit ayırın. Onu en son patlamasının sebebi olduğunu iddia ettiği şey hakkında gerçekleri söylemeye davet edin. Müdahale etmeden ve tavsiye vermeden dinleyin. Dikkatlice dinlemek, çocuğunuzu neyin rahatsız ettiğini bulmanıza yardımcı olacak; belki de okulda yaşadığı tatsızlıklar yüzünden bozulan sinirlerini rahatlatmak için ihtiyacı olan ebeveynliği yapabileceksiniz.


6- Çocuğunuza farkındalığı öğretin.

Son zamanlarda, çocuklar ve farkındalık meditasyonları ile ilgili çok yararlı etkinlikler düzenleniyor. Bu çalışmalarda, birkaç dakikalık arkadaş canlısı egzersizlere katılan çocukların öfke ve gerginliklerinde yoğun bir azalma görülüyor. Tüm bu programlar ve daha fazlası, yerinde duramayan, huzursuz çocukların dahi kimi zaman öfke ve saldırganlık kontrollerini artırabilmek için kucaklarına oyuncak bir ayı koyarak, yavaş ve sessizce nefes almaya odaklanabildiklerini kanıtlıyor.


8e6c7781a7974c0ab4ba10b99c2ecfcd

23 Eylül 2020 Çarşamba

Kuzeyin Venedik'i: Stockholm

İskandinav ülkelerinin en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Stockholm'dan kareler...

İsveç'in başkenti ve en büyük şehri.



Kentin adalara ve kanallara yayılmış olması, ona Kuzeyin Venediği sıfatını kazandırdı.



Stockholm, yıllık 1 milyonun üzerindeki turist sayısıyla İskandinavya'da en çok ziyaretçi alan şehir.



Drottningholm Kalesi, Djurgården adasından Strandvägen, İskandinav Müzesi, 86 m uzunluğundaki Södertorn, Ulusal Müze, Kungsträdgården Parkı, Stockholm Olimpiyat Stadyumu, Batıdan Opera Binası, Stockholm Sarayı görülmesi gerekilen yerler...



Stockholm, dünyanın en büyük müze-kentlerinden biri...



Djurgården adasının üzerinde kurulmuş olan bir eğlence merkezi olan Gröna Lund, Stockholm'ün büyük ilgi gören yerleri arasında.



Kentte futbol kadar sevilen bir diğer spor dalı buz hokeyi...



Stockholm Caz Festivali, Stockholm Karnavalı, Stockholm Maratonu, Nobel Ödülleri en çok ilgi çeken etkinlikleri...

 






86bfcf691aab4a62bd0c361672637c25

Antidepresan tedavisi kişiye özel olmalı

Uzmanlar, sınav stresi ya da günlük yaşamın getirdiği stresle başa çıkmada doktor tavsiyesi olmadan antidepresan kullanımının pek çok yan etkisi olabileceğine dikkat çekiyor.



Uzmanlar, sınav stresi ya da günlük yaşamın getirdiği stresle başa çıkmada doktor tavsiyesi olmadan antidepresan kullanımının pek çok yan etkisi olabileceğine dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Beyin Hastanesi'nden Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, giderek artan bilinçsiz antidepresan kullanımının zararlarına dikkat çekti.
 
Antidepresanları duygudurum bozukluklarında, majör depresif bozukluk tek epizot ve majör depresif bozukluk ve anksiyete bozukluklarında kullandıklarını belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, "Hastada bu tanılar varsa genelde bir antidepresan tedavisine başlıyoruz. Uzunca bir süredir antidepresanların intihar riskini artırdığı ya da çok da masum olmayan bedensel birtakım yan etkileri olduğuna dair de teorik bilgilerimiz var. Ancak elbette burada göz önünde tutulması gereken değişkenler var. Tanıdan başka hastanın bireysel özellikleri geliyor. Bireysel özelliklerden kişinin yaşı, cinsiyeti, eşlik eden genel tıbbi durumun varlığını kastediyoruz" diye konuştu.
 
Kişiye özel tedavi, en etkin tedavi
Kişiye özel ilaç kullanımının önemine de işaret eden Prof. Dr. Sermin Kesebir, ilacın kişinin özelliklerine uygun şekilde verilmesi gerektiğini belirterek kişiye özel tedavinin en etkin tedavi olduğunu vurguladı. Özellikle antidepresan tedavisinde ilacın dozunun mutlaka bireyin hastalık öyküsüne uygun şekilde yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, psikiyatri ilaçlarında dozun, hastanın kan düzeyine bakılarak ayarlanması gerektiğini kaydetti.
 
Psikiyatrik bozukluk tanısının yanında hastanın fiziksel hastalık öyküsünün çok dikkatle ele alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Sermin Kesebir, "Hastanın geçmişindeki hastalık öyküsünün mutlaka bilinmesi gerekiyor. Hasta bu öyküde ilaç tedavisine nasıl yanıt vermiş? Daha önce kullandığı birtakım ilaçlara yanıt nasıl olmuş? Bebeklik çağında geçirilmiş ateşli havaleden alerjik bir durumunun olup olmadığına kadar tüm detaylar mutlaka öğrenilmeli. Çocukluk döneminde kronik tonsillit bademcik enfeksiyonunun var olup olmadığı bilinmeli" uyarısında bulundu.
 

 
Aile öyküsü önemli ipuçları veriyor
Bireysel özelliklerden sonra aile öyküsünün de çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, "Ailede mevcut bedensel, fiziksel hastalıklar hangileri, yine aile öyküsünde herhangi bir alerjik durum var mı? İlaçlara yanıt nasıl oluyor? Bu öykülerden sonra başka tetkik anlamında yapılacak bir şey var mı, o sırada herhangi bir enfeksiyonun olup olmadığına dair soruların da yanıtı mutlaka alınmalı. O vakte kadar bilinen bir öykü olmayabilir ama o sırada metabolik ve endokrin durum ne alemde bunun da mutlaka araştırılması lazım. İlk akla gelen tiroide bakmaktır. Hastanın glukoz metabolizmasıyla ilgi bir problem var mı, vitamin düzeyleri nasıl ona bakmak gerekmekte. Vücudun sıvı elektrolit dengesi de mutlaka analiz edilmelidir" dedi.
 
Hastanın ilacı metabolize etme hızı önemli
Hasta öyküsünde riskli bir durum görülmesi halinde farmakogenetik özelliklerin de incelenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Sermin Kesebir, "Hasta bir ilacı yavaş mı hızlı mı metabolize ediyor, onu irdelemek gerekir. Karaciğerden, böbrekten atılan ilaçlar farklı farklı etkilere neden olabilmektedir. Bu bağlamda karaciğer ve böbrek fonksiyon testlerine bakmak gerekli olabiliyor. Bireysel özellikler, aile öyküsü bizim tanı ve tedavi seçeneğimiz. Bunlar değerlendirilmeli. Bu sadece antidepresanlar için değil, herhangi bir ilaç başlanmadan önce mutlaka yapılması gereken aşama ve değerlendirmeler olmalıdır" diye konuştu.
 
Kan örneğinden etkili ilacın dozu belirleniyor
Üsküdar Üniversitesi Prof. Dr. S. Tuncel Özden Farmakogenetik Laboratuvarı Sorumlusu Uzm. Ecz. Selma Özilhan ise psikiyatri alanında kullanılan tüm ilaçların ilaç kan düzeylerine bakılması, hekime ilacın etki dozu aralığına ilişkin bir tablo sunulması gerektiğini söyledi. Laboratuvar olarak tek kan düzeyinden yaklaşık 60 ilacın analizin yapılabildiğini belirten Uzm. Ecz. Özilhan, bireylerin ilacı metobolize edişlerinin bu tetkiklerle gözlemlenebileceğini açıkladı. Buna göre de hastaya etki edecek en uygun dozun belirlenebileceğini dile getirdi.
 



cd3db900967547c3a12ddb3932d4edea

17 Eylül 2020 Perşembe

Saç mücevherleri

Özel günlerde saçlarınıza abartılı modeller yapmak yerine, saçlarınızı bu mücevherlerle süsleyebilirsiniz...

Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


Saç mücevherleri


56f6dd5f1a45446ea3d6ab67bb34e7bb